Eski Dostun Hatırı (Nasreddin Hoca Fıkraları)
Eski Dostun Hatırı,Muzip bir arkadaşı, Hoca'yı ramazanda yemeğe çağırmış. Ama erken buluşup Hoca'yı burası senin, şurası benim derken gezdirip durmuş. Hoca iyice yorulmuş ve öylesine acıkmış ki, iftar zamanı arkadaşının evine gittiklerinde bir an önce yemeğe başlamak için dua ediyormuş.İftar zamanı gelmiş nihayet. Sofra kurulmuş. Sofraya gelecek çeşit çeşit yemekler Hoca'nın hayalini süslüyormuş. Sofraya oturmuşlar sonunda. Önce çorba getirilmiş ama ev sahibi çorbadan bir kaşık alır almaz:
"Kâhya, sana kaç sefer aşçıya söyle, işkembe çorbasına sarımsak koymasın demedim mi?" diye çıkışmış ve çorbanın geri götürülmesini söylemiş.
Çorba kaselerini geri götüren kâhya, hindi dolması getirmiş bu kez. Ev sahibi ondan da bir lokma almış ve:
"Kâhya, ben sana demedim mi aşçıya söyle baharat kullanmasın, unuttun mu yine?" demiş ve dolmanın da geri götürülmesini emretmiş.
Bunu gören Hoca, içten içe ah çekerken açlığı da iyice başına vurmuş.
Ardından, kâhya baklava getirmiş sofraya.
Ev sahibi:
"Yahu, hiç yemekten önce baklava yenir mi? Çabuk geri götür!" diye bağırmış.
Hoca yemeklerin birer birer geri götürüldüğünü görünce, hemen kaşığı eline almış, az ötede sofraya getirilmeyi bekleyen pilav kabına koşup kaşıklamaya başlamış.
Ev sahibi gülerek:
"Hoca, nereye?.. diye sormuş.
Hoca:
"Aman izin verin de sofraya getirilen yemeklerin günahları sayılıp bitinceye kadar şu bizim eski dostun hatırını sorayım..." demiş
Ev sahibi kahkahayı basmış ve yemeklerin yeniden sofraya getirilmesini emretmiş.
[post_ads_2]
YORUM